Karadelikler, kendi eksenleri etrafında dönerler. Madde, karadeliğin içinde, sarmal(burgulu) bir yol izler. Dönen karadelikler, çok daha yaygın olmakla beraber, dönmeyen karadeliklerde vardır. Aynı şekilde elektrik yükü olan, olmayan karadeliklerden söz edebiliriz. Karadelik oluşurken, yıldızın kütlesi dönüyorsa, bu dönme, karadeliğe miras kalır.
1967 de, Werner İsrael, dönmeyen karadeliklerin, çok basit yapıda olduğunu gösterdi. Karadeliğin çapının, kütlesine bağlı, tam bir küre olduğu kanıtlandı. Roy Kerr ise, dönen karadelikleri tanımlayan, çözümler elde etti. Büyüklükleri ve biçimleri, sadece kütlelerine ve hızlarına bağlı olan Kerr karadelikleri, sabit bir hızla dönmekteydiler. Dönme hızı sıfırsa, karadelik tam bir küre biçiminde olacaktı. Daha sonra, Carter, Hawking ve Robinson, dönen karadelikler için, Kerr çözümünü sağladılar.
Böylece kütlesel çekimin yönettiği çöküşün sonucunda, karadelik, bir dönme hareketi kazanır. Bu karadeliğin büyüklüğü ve biçimi, çökerek onu oluşturan yıldızın, kimyasal yapısına değil, sadece kütlesine ve dönme hızına bağlı olacaktır. Karadelik, çöken yıldızın, başka bir özelliğini taşımaz. Yani, bunun anlamı, yıldızın, yapısal özelliklerinin kaybolduğudur. Çöken yıldızın, nasıl bir yıldız olduğu, önemli değildir.
Sonuç olarak karadelik, yalnızca kütle, açısal moment ve elektrik yükü özellikleriyle tanımlanan, kararlı bir duruma geçer. Karadeliğin bu son durumundan dolayı, 'karadeliğin saçı yoktur' önermesi, çok kullanılan bir deyim olmuştur. Bu şu demektir ki, yıldızın kütlesel çöküşünde, çok miktarda bilgi kaybından dolayı, karadelik 'kel' kalmıştır. Bu son durum, yıldızın, madde ve anti madde yapılı, küresel veya düzensiz şekilli olmasından bağımsızdır. Sonuçta karadelikler, çok çeşitli yıldız yapılarının çöküşünden, ortaya çıkmış olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder